'Ödül, çabaların boşa gitmeyeceğinin kanıtı'

"O bir İstanbul efendisi, katıksız bir entelektüel, halis bir sanatkâr ve benzersiz bir mümindir. Bir konuşmaya başladı mı, çok değil, birkaç dakika içinde, bir düşünce solosu dinlemeye başladığınızı hisseder ve bir süre sonra, art arda sıraladığı, bilgi ve düşünce yoğunluğundan adeta çatlayacak reddelere gelen cümleleri takip edemez olursunuz; çünkü zihniniz yorulmaya başlamıştır. Fakat hoca yorulmaz; her düşünce, onun zihnini biraz daha açmakta, biraz daha parlatmaktadır." Beşir Ayvazoğlu bilge mimar Turgut Cansever'i bu cümlelerle anlatır. Türkiye'nin en özgün ve muhalif duruşa sahip mimarlarından Cansever'in ödül yelpazesi geçtiğimiz gün verilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'yle taçlanmış oldu.

Cansever hoca bu kez yorgundu. Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törene rahatsızlığı nedeniyle katılamadı, ödülü eşi Nilüfer Cansever'e verildi. Törende usta mimar adına konuşan kızı Feyza Cansever, eserlerinde insan, sanat ve çevre ilişkilerine büyük önem veren babasının dünyayı güzelleştirmeyi bir görev olarak gördüğünü anlattı. Peki Turgut Cansever bu konuda ne düşünüyordu? Törene katılarak duygularını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve davetliler ile paylaşmak imkanından mahrum kaldığı için üzgün olduğunu söylüyor Cansever. Ödülün, mimarlık sanatının ve şehirciliğin insan hayatındaki öneminin hatırlatılması bakımından büyük görev ifa edeceğini; gençlerin, bugüne kadar yazdıkları ve tasarımları üzerinde kafa yormalarına imkân sağlayacağını düşünüyor. Verilen ödülü, ilkelerinden taviz vermemeleri yüzünden haksızlıklara uğrayan sanatçı ve bilim adamlarının çabalarının boşa gitmediğinin kanıtı olarak görüyor. Bu bakımdan ailesine ve herkese ümidi asla yitirilmemesi gerektiğini öğütlüyor.

'Yeni Şehirler projesi en büyük özlemim'

Temmuz ayından beri hayatını tıbbî destekle sürdüren usta mimar, zihinsel açıdan nispeten iyi. Günlük olayları zorlukla da olsa takip edebiliyor, zaman zaman kendine has yorumlarını ailesiyle paylaşıyor. Tedavisi evinde yapılıyor. Ailesi sürekli onunla birlikte. Cansever, Mustafa İsen tarafından eşi Nilüfer Hanım'a ulaştırılan ödül haberini duyduğunda çok mutlu olmuş. Ödülün Cumhurbaşkanlığı'nca verilmiş olmasının kendisini ziyadesiyle onurlandırdığını ve Alaeddin Yavaşca ve Yaşar Kemal'in de ödül almalarına sevindiğini söylüyor.

1921'de Antalya'da dünyaya gelen Turgut Cansever, üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü'ne layık görülmüş bir üstad. Aile çevresi ve babasının kitaplığı, onu çocuk yaşında düşünürlerle ve kitaplarla tanıştırmış. Ressam olmak istese, Halil Dikmen'le, Mazhar Şevket İpşiroğlu'yla, Sedad Hakkı Eldem'le tanışması ona mimarlığın kapılarını açmış. Ünlü binaların ödüllü mimarı Cansever, 'Türk mimarisinin tarihsel kökleri ile bağlantılarını koparmadan çağdaş çizgiyi yakalayabilmiş' bir isim. İslâm dininin biçimlendirdiği bütünsellik içinde işlerini üretirken yerel ve evrenseli bir potada eritmeye çalıştı senelerdir. 1999 depreminden sonra bütün enerjisini ve imkanlarını İstanbul'da depremden en fazla etkilenecek bölgelerin konut imkanını içeren Trakya'da kurulacak 'Yeni Şehirler' projesine vakfetti. Cansever, bu projenin hayata geçmesinin en büyük özlemi olduğunu söylüyor.

2006'da aldığı Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Kültür ve Sanat Büyük Ödülü' ile geçtiğimiz yıl Garanti Galeri ve Osmanlı Bankası Müzesi'nde eşzamanlı gerçekleşen 'Turgut Cansever Mimar ve Düşünce Adamı' adlı 'ikiz' sergi, onu çok mutlu etmişti. Sergi, Türkiye'de bir mimar hakkında arşiv belgesi niteliğindeki malzemeye dayanılarak hazırlanan ilk retrospektifti. Hilmi Yavuz'un deyişiyle ülkemizin 'sahih' entelektüellerinden biri olan Cansever'in kentler ve gelişim sorunları üzerine yaptığı çalışmalar, mimar gözüyle kentlere bakışı, pek çok kişiye yol gösterici oluyor. Tespitleri ve gösterdiği çözüm yolları, bu alanda kafa yoranlar için büyük önem taşıyor.Hocanın sevenlerine hemen hatırlatalım; Turgut Cansever'in yayınlanmamış makalelerinin bir kitapta toplanmasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. Ayrıca doktora ve doçentlik tezleri de iki ayrı kitap olarak önümüzdeki günlerde yayımlanacak.

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi

Yorumlar