Öykünün 'Duru' sesi sustu

Türk öykücülüğün usta ismi gazeteci-yazar Orhan Duru önceki gece bir süredir tedavi gördüğü Surp Agop Hastanesi'nde 76 yaşında vefat etti. O, 'hüzünlerden hoşlanmıyorum.' dese de dostlarını ve okurlarını alıp derin bir hüznün eşiğine bıraktı. Yazarın cenazesi, Teşvikiye Camii'nde yarın kılınacak öğle namazından sonra Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Duru'nun vefatı nedeniyle ailesine telgraf göndererek, başsağlığı dileklerini iletti.

Yazarlık serüveni içinde çeviriden tiyatro uyarlamalarına, gezi yazılarından denemeye pek çok alanda eser veren Duru, özellikle öykücü kimliğiyle zihinlerde yer etti. Kendi üslubunu oluşturmakta Evliya Çelebi'den, Mercimek Ahmet'in Kâbusname'sinden, Silahtar Tarihi ile Naima Tarihi'nden hem dil hem anlatım olarak istifade ettiğini pek çok kez dile getiren Orhan Duru, dilin kalıplarını zorlarken hep yeni bir anlatımın peşinde oldu. İlk öyküsü 1953 yılında yayımlanan yazar için Selim İleri "Onun öykülerinde kara yergi, taşlama öne geçer. Dilinde de bu çaba sezilir. Öykünün yazılış evrelerini öykü içinde de belirlemesiyle değişik bir tekniği yineler." der.

Duru, öykülerinde gündelik hayatın sorunlarını düş gücüyle yoğurup mizahi bir dille sunarken, hep okurunu şaşırtmanın derdindedir. Dünyaya muzip bir gözle bakar, bunu yaparken de yaşadıklarından beslenir. Bilimkurgu diye nitelenebilecek öyküleri, okuyucuyu renkli ve zengin bir dünyaya davet eder. Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'ni bitiren Duru bir süre veterinerlik ve aynı fakültede asistanlık yaptıktan sonra gazeteciliğe yönelir.

Ulus'ta başlayan macera Cumhuriyet, Milliyet, Güneş ve Hürriyet'te sürer. 'Ağır İşçiler' adlı öyküsüyle 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda Başarı Ödülü'nü kazanır. Toplu öykülerinden oluşan 'Sarmal'la 1996 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü alır. 1998'de ise 'Fırtına' ile Sait Faik Ödülü'ne değer görüldü. Yazarın öykü kitapları; Bırakılmış Biri, Denge Uzmanı, Ağır İşçiler, Yoksullar Geliyor, Şişe, Bir Büyülü Ortamda, Kıyı Kıyı Kent Kent, Hormonlu Kafalar, İstanbulin. Çevirileri: Sierra Madre'nin Hazineleri, Gizli Tarih, Çağdaş Fizik'te Doğa, Amerika. Tiyatro uyarlamaları: Durdurun Dünyayı İnecek Var, Sınırdaki Ev, Üzbik Baba.

Hilmi Yavuz
"Çok üzgünüm. Çok eski ve çok değerli bir arkadaşımı kaybettim."

Ömer Lekesiz
"Orhan Duru 1950 kuşağına dâhil bir öykücüydü. Kendi çağdaşlarından farklı olarak geleneksel hikâyemizi de göz ardı etmeksizin öyküler yazdı. Örneğin, Mercimek Ahmet'in anlatılarıdır. Dolayısıyla Orhan Duru bu yönüyle çok farklı bir sese sahipti. Çabasını öyküde yoğunlaştırdı, öykü dışında çok fazla bir şey yapmadı. Bu yanıyla da öykücü tanımı için bizim sıkça kullandığımız öykücü nedir sorusuna 'öykücü öyküde ısrar edendir' sözüyle cevap vermiş, edebiyatımız içinde en vakur duruşu sergileyen öykücülerden biri olmuştur."

Doğan Hızlan
"Orhan Duru Türk öyküsüne, öykücülük diline özgün tatlar katmış bir yazardır. Bence Türk dilini kullanan herkesin onun yazdıklarından öğrenecekleri çok şey vardır."

İbrahim Yıldırım
"Türk öykücülüğünün en özgün isimlerinden biri olan Orhan Duru, bilim kurguyu ilk kez edebi olarak yazan isimlerden biriydi. Çok özel bir öykücüydü."

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi

Yorumlar