Bu sergide siz de sanatçısınız


Çağdaş sanatın önemli isimlerinden Alman sanatçı Joseph Beuys'un, 'Her insan sanatçıdır' sözünü haklı çıkaracak bir sergi var santralistanbul'da. Klasik sergilerden öte bir işleve sahip olan 'Haritasız: Medya Sanatlarında Kullanıcı Çerçeveleri' adlı serginin en büyük alâmet-i fârikası ise ziyaretçilerin bir sanatçı gibi eserleri değiştirebilmesi, dokunulabilmesi ve kurcalayabilmesi. İzleyiciden bir nevi ilgi bekleyen bu serginin içine girdiğinizde galerilerdeki kırmızı çizgiyi geçmeye cesaret edemediğiniz anlar kayboluyor, sizi göz hapsine alan görevlilerin de esamisi okunmuyor. Hemen uyaralım, sergiyi gezip bitirdikten sonra içinizde sanatçı olabileceğinize dair kıpırtılar çöreklenebilir, Beuys'un sözüne mührünüzü basabilirsiniz. Haritasız, sanatçı ve izleyici rolünü yeniden düşünmeye davet ediyor.

Avrupa'nın en önemli kültürel enstitülerinden biri olan ZKM Sanat ve Medya Teknolojileri Merkezi'nin de katkılarıyla gerçekleştirilen sergi, santralistanbul'un üç katına kurulmuş. Buna vesile olan kurum, Almanya'nın Karlsruhe kentini merkez edinmiş, kültür sanat sahasında bilişim teknolojilerinin kullanımı konusuna odaklı, köklü bir medya sanatları merkezi. Küratörlüğünü Bernhard Serexhe ve Ahmet Atıf Akın'ın yaptığı sergi, "Türkiye'de henüz profesyonel anlamda örnekleri izleyiciyle buluşmamış medya sanatları için kalıcı bir kaynak" oluşturmayı hedefliyor.

Şili, Brezilya, Kore, Japonya, ABD ve Avustralya'nın yanı sıra Avrupa'dan 80'in üzerinde sanatçının çalışmalarının yer aldığı bu eğlenceli sergi, sanat ve teknolojiyi bir potada eritiyor. Buradaki işleri anlayabilmek için onlarla ilişki kurmanız, bir nevi kurcalamanız lazım. santralistanbul'un içi kutu kutu odacıklara bölünmüş, teknolojinin envai çeşidi sanatla hemhal olup türlü türlü işler ortaya çıkarmış. Kimi zaman karanlığın içinde yol alıp gölgenizi takip ediyorsunuz kimi zaman da bir müziğin tınıları sizi içine çekiyor. Dokunuyor, kurcalıyor, keşfediyor daha da ötesi şaşırıyorsunuz.

Sergiyi gezenlerin hallerinden, çocuklar gibi şen olduklarını anlamak mümkün. Bir robotun karşısına oturup, robotun beyaz tahtaya kalemle portresini çizdirenler mi dersiniz, günün gazetelerinin bağlı olduğu düzeneğe yaklaşıp, okumak istediği gazetenin kendisinden kaçarken yakalamaya çalışanları mı? Herkes büyülü bir dünyanın içinde. Kurcaladıkça anlam kazanıyor bu sergi. Eserlerin hemen yanı başına kondurulan açıklamalar izleyiciye rehberlik etse de bazıları kafa karıştırıyor. Kimi işlerin önünde durup dikilince sanat eseri kavramını bir daha düşünmeniz gerekebilir. Sergiyi gece dolaşıyorsanız kaybolmanız muhtemeldir. Zira her yer karanlık. Her adımda karşınıza farklı bir iş çıkarken dikkatli olmanız gerekiyor. Bilgisayardan seçtiği müziği, tavandan sarkıtılmış kolonlardan dinleyenler, İzlandalı müzisyen Björk tarafından Volta albümünde kullanılan reactable isimli dokunmatik arayüze sahip enstrümanla müzik üretenler, duvara yansıyan baloncukları kapmaya çalışanlar gözünüze takılınca izleyicilerin yaşadığı neşe sizi de içine çekiyor. En uzun kuyruk ise vesikalık fotoğraf çeken kabinin önünde. Sergiyi dolaşan herkes burada kendi fotoğrafını çekiyor ve bunlar internet üzerinde depolanarak ekranlarda sürekli dönüyor. Makine, size fotoğrafınızı da hediye ediyor.

Sergi, sanat izleyicisinin yanı sıra teknoloji meraklılarının, öğrencilerin, ailelerin ve çocukların ilgiyle katılabilecekleri bir ortam sunuyor. Haritasız, 18 Ağustos'a kadar pazartesiler hariç her gün 10.00-20.00 saatlerinde ziyarete açık. (0212 444 04 28)

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi
31/03/2009

Yorumlar