'Sanatımızı geleneği yıkmadan yükseltmeliyiz'

Kökleri sağlam bir gelenekten geliyor. Hattat Kemal Batanay, müzehhibe Rikkat Kunt, müzehhib Muhsin Demironat, Tahsin Aykutalp ve hattat Hasan Çelebi'nin rahle-i tedrisinden geçti.

Kayseri'den Akademi'ye doğru yola çıkarken geleneksel sanatlara dair pek bir bilgisi yoktu; ancak klasik Türk musikisine olan tutkusunun bu macerada etkisi çok. 'Türk süsleme sanatı öğrenmek istiyorum' diye yola çıkarken Kemal Batanay'la yolu kesişti, Akademi'nin dekoratif sanatlar bölümüne girdi. Tanbur öğrendi, rika meşk etti. Sanat onu sarıp sarmalamıştı artık.

Hattat, müzehhip Prof. Dr. İlhan Özkeçeci, özellikle klasik sanatlarla alakalı yayımladığı kaynak eserlerle dikkat çekiyor. Çok fazla sergi açmayan sanatçı, işin felsefesi üzerine kafa yoruyor, bir anlamda sanat kitaplığı oluşturuyor. Kendi adını vererek kurduğu yayınevinden 'Zamanı Aşanlar', 'Doğu Işığı', 'Türk Sanatında Tezhip' gibi kitapların ardından şimdi de 'Türk Sanatında Kompozisyon' adlı eserini yayımladı. Desen örneklerinin, kompozisyonların yer aldığı kitap, klasik sanatlarla uğraşanlar için kaynak bir eser. Halen Fatih Üniversitesi'nde çalışmalarını sürdüren Özkeçeci "İstanbul'un sanat ortamında klasik sanatların varlığı daha bir hissedilmeye başlandı. Lakin işin estetik ve felsefi boyutunun derinlemesine incelenmesi lazım. Bilinen eserleri ortaya koymak gibi bir tavır var; ama maalesef ortaya kötü kopyalar çıkıyor. Bunun tersine yeni arayışların peşinde olan sanatçılar da var; ama yapılması gereken, klasik sanatları, geleneği yıkmadan yükseltmek. Yoksa farkında olmadan altımızdaki zemin kayıp gider." diyor.

Kitaplarıyla sanatın kökenine doğru inmeyi hedeflediğini söylüyor İlhan Özkeçeci. Klasik sanatlarda bu tür eserlere çok ihtiyaç olduğunu da ekliyor. Türkiye'de sanat ve sanat tarihi eğitimini Osmanlı'nın son dönemlerinden itibaren Batılı sanat ve düşünce tarzı biçimlendirdiğini hatırlatan sanatçı "Geldiğimiz medeniyeti düşününce, içine doğduğumuz ortam çok fakir." diyor.

Emin Barın'ın Çemberlitaş'taki atölyesinde yapılan perşembe toplantılarında birçok usta isim tanımış Özkeçeci. Şimdilerde bu tür ortamları pek göremediğinden yakınıyor sanatçı. Günümüzün usta sanatçılarının el üstünde tutulduğunu söyleyen İlhan Özkeçeci, yıllar önce durumun böyle olmadığını, pek çok usta hattatın, müzehhibin maddî sıkıntı içerisinde dünyadan göçtüğünü hatırlatıyor.

İlhan Özkeçeci, klasik sanatların daha çok resim boyutuyla ilgileniyor. 'Resimsi ama resim olmayan, minyatürümsü ama minyatür olmayan' yeni arayışı deniyor şu sıralar. Rahmetli Nusret Çolpan'ın bu anlamda çok emek sarf ettiğini söylüyor ve yakın zamanda bir sergi açacağının müjdesini veriyor.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

30/03/2009

Yorumlar