'Türkiye'de yayıncılar güçlerinin farkında değil'

Az sonra okuyacağınız satırlar size tanıdık gelebilir: "Türkiye'nin onur konuğu olduğu 60. Frankfurt Kitap Fuarı sona erdi. 'Bütün Renkleriyle Türkiye' başlığıyla gerçekleştirilen fuar, tarihî bir fırsat olarak değerlendiriliyordu.

Eleştirilerin, tartışmaların, umutların gölgesinde fuardan geriye neler kalacağını zaman gösterecek." Yaklaşık bir yıl önce 27.si gerçekleşen TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nın açılış haberinden bu cümleler. Aradan bir hayli zaman geçti. Bu yılki İstanbul Kitap Fuarı'nda Frankfurt Fuarı'nın yöneticilerinden Hanife İçten ile karşılaştık ve 'zamanın' bu konuda iyi-kötü neler bıraktığını konuştuk.

İstanbul Kitap Fuarı'nda bu yıl ilk kez açılan 'Uluslararası Fuar' yurtdışından pek çok yayıncı ve editörü konuk etti. Hollanda, İtalya, Almanya, ABD, Romanya ve Fransa gibi ülkelerden gelen katılımcılar, dört gün boyunca kendilerine ayrılan salonda, yayıncılar ve yazarlarla görüştüler. Yabancı katılımcılar Türkiye'den umutlu. Kabuğunu kıran Türk edebiyatının ve yayıncılık sektörünün hızla geliştiğini onların ağzından söylemek mümkün. Frankfurt Kitap Fuarı Güney Avrupa ve Latin Amerika sorumlusu Hanife İçten, bu sözleri kuvvetlendirecek bir örnek veriyor hemen: "2008 yılına kadar Türk yayıncılar Almanya'da çok az tanınıyordu. Yaşar Kemal'in, Orhan Pamuk'un eserleri yayımlandı, ama Alman yayıncılar Türkiye'de beş tane önemli yayıncının ismini söyleyemezdi. Şimdi herkes, YKY'yi, Timaş'ı, Kaynak'ı, Doğan'ı, Metis'i, Alfa'yı ve Hayat'ı tanır oldu. Bunda yayıncıların düşünce tarzının gelişmesi etkili. Maalesef Türkiye'de yayıncılar güçlerinin farkında değil."

Uluslararası Salon'un geç kalınmış bir karar olduğunu söyleyen İçten, "Uluslararası fuarda kendini iyi tanıtan bir ülkenin geleceği kuvvetlidir. Önümüzdeki yıllarda TÜYAP'ta katılımcılarda artış olacak." diyor. Fuardaki panellerde yabancı konuklar elektronik yayıncılık üzerine konuştu. İçten, Türkiye ve Yunanistan'ın bu konuda beklemede olduğunu söylüyor.

Onur konuğu olduğumuz Frankfurt Kitap Fuarı'nın başarılı geçtiğinin alameti neydi peki? İçten, hemen cevap veriyor: "Ne kadar çok kitap çevrildiyse o kadar başarılı olunmuştur. TEDA'nın da katkılarıyla Türkiye'den Almancaya çevrilen kitapların listesi günden güne artıyor. Fuarla birlikte Latin Amerika'ya, Çin'e, Japonya'ya, Avusturya'ya pek çok kitabın telif hakkı satıldı. Orhan Pamuk'un Nobel'i almasıyla Türk edebiyatının treni hızlandı. Yaşar Kemal, Aslı Erdoğan, Şebnem İşigüzel, Ahmet Ümit, Barış Bıçakçı, Elif Şafak gibi yazarlar gittikçe okur ağını genişletiyor."

Bu başarıdaki editör ve yazar ilişkisine de değinen İçten, "Editörün tecrübesi çok önemli. Editör yayınevinden ayrılırsa yazar da yolunu değiştirir. Türkiye'de de bunun değişeceğini düşünüyorum." diyor.

'Fuarları panayır yeri zannediyorlar'

"Türk yayıncıların çocuklara daha farklı bir şekilde ulaşmaları, onları keşfetmeleri lazım. Bu fuara çok öğrenci geliyor. Ama öğretmenler, bir fuara neden gidiliyor onu maalesef bilmiyorlar. Burası bir panayır değil. Öğretmenlerimizin bazıları girişteki salon planlarına bakmadan çocukları salıyorlar. Hadi koşun gezin... Burada koşulmaz, kitaplara saygı gösterilir."

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi
9/11/2009

Yorumlar