'İstanbul'un sesini ortaya çıkaracağız'

Şehirler biraz da sestir. Bir yol bulup anbean o şehrin mimarisi gibi yükselirler. Hele söz konusu bu şehrin içinden Dede Efendi'ler, Itri'ler, Hacı Arif Bey'ler, Ali Ufki'ler ve Münir Nurettin Selçuk'lar geçmişse... İstanbul ve müzik kelimelerini yan yana düşünmek bile insanın içindeki tüm sıkıntıları eritmeye yeter. Tanpınar'ın deyişiyle bu musikide saklıydı "bütün medeniyetimiz, kirimiz, pasımız, güzel taraflarımız".

Biraz bu geçmiş zaman rüyasından çıkalım. 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı geçtiğimiz hafta büyük bir toplantıyla 451 projesini açıkladı. Geç de olsa ajansın bünyesinde kurulan Türk Müziği Yönetmenliği de 12 projeyle ilk kez ses veriyordu. Bölümün başında 25 yıldır mutfağın içinde olan Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçısı, müzikolog Mehmet Güntekin bulunuyor. Yahya Kemal, bir şiirinde, "Çok insan anlayamaz eski mûsıkîmizden / Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden." der. Ajansın 2010'da gerçekleştireceği bu projeler için Yahya Kemal'in şiirine sığınarak; hem bizim kendimizi hem de başkalarının bizi anlayacağı projeler diyebiliriz. Neler mi var? 2010 Ali Ufki Yılı, Tanburi Cemil Bey Külliyatı, Türk Müziği Makam Rehberi, Türk Müziği Çalgı Rehberi, Darulelhan Külliyatı, Müniristanbul...

İşin başına gidelim. Ağustos ayında çalışmalara başlayan Mehmet Güntekin, büyük bir koşuşturmacanın içine girer. Ajansın geç aldığı bu karar, Türk müziği adına çok önemli bir imkandır. Yayıncılık ve Türk müziği alanında pek çok işler yapan Güntekin'in, kimler ne yapıyor, hangi projeler üzerine çalışıyor, maliyetler ne kadar olur gibi konularda kulağı biraz delik. Gerisini Güntekin'den dinleyelim: "Göreve geldikten sonra, pek çok kimseye haber verdim, ellerinde neler var diye soruşturdum. 200'ün üstünde proje geldi. Bir filtreden geçirdim. Gelen proje Ajans'ın desteğiyle yapılabilir mi? Destek olmadan yapılabilirse o projeyi eledik."

Güntekin'in peşinde olduğu, 2010'da bitip gidecek projeler değil. Amaç "Bu yılın sonrasında etkileri, sonuçları değerlendirilebilecek birtakım projeler ortaya koymak, dünya üzerinde İstanbul imajına olumlu katkılar bırakmak. Öyle projeler olmalı ki 2020'de, 2040'ta konuşulabilecek işler yapmak." Güntekin, "Arkasında duramayacağım hiçbir projeyi kabul etmedim. Daha çok konser önerileri geldi. Bence onlar bir proje değil. Özelliği olan konserler tertip etmek istedik. Bize aktarılan kaynakların içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var." diyor.

İstanbul ve Türk müziği bir araya gelince insanı heyecanlandıran bir rüya başlıyor. Bunu tanımlamanın zorluğunu bilerek Mehmet Güntekin'den anlatmasını istiyoruz: "Klasik Türk müziği İstanbul'un kendisidir. Topkapı Sarayı, Süleymaniye, Dolmabahçe gibi mimari eserlere baktığınızda zihninizde bir şeyler belirir. Klasik Türk müziği, o mimarinin sese dönüşmüş halidir. Dolmabahçe'nin sesleri Hacı Arif Bey'de varsa, Topkapı'nın sesleri de Itri'de var." Kısacası 2010'da Türk müziği adına güzel şeyler olacak.

2010 Ali Ufki yılı olacak

Osmanlı tarihinde önemli bir yeri olan müzik adamı Ali Ufki'nin 2010'da 400. doğum yılı. Bu projeyle Ali Ufki'nin Türk musikisindeki yeri eksen alınarak, bir sempozyum, bunun yanında konserler ve albüm çalışmaları yapılacak.

Tamburi Cemil Bey Külliyatı

Bu projeyle Türk musikîsinin unutulmaz ismi Tamburi Cemil hakkında her şey bir araya getirilecek. Taş plaklar CD'ye aktarılacak, tıpkıbasım eserler yapılacak, bu sayede dünya müzikoloji çevrelerinin de ilgi duyacağı bir çalışma olacak.

İstanbul'un bilinmeyen türküleri

Cumhuriyet'in ilk yıllarında gerçekleştirilen İstanbul Çevresi Alan Araştırmaları Türküler/Halk Dansları/Sportif Oyunlar 1936-51 adlı proje tozlu raflarda kaldı. 2010 ile birlikte hiç bilinmeyen 65 İstanbul türküsü ortaya çıkacak.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

16/12/2009


Yorumlar