Sanatın bir başka tarihi

İçinden tarih sözcüğü geçen kitaplara milletçe bakışımız malum. Biraz soğuk, biraz resmi, biraz da ezberci... Lakin bu işin başına sanat kelimesini kondurunca iş biraz daha renkleniyor, içine çekiyor. Sosyolog, küratör Ali Akay'ın deyişiyle "sanat tarihi; sıra dışı bir disiplin". Bu farklılığın kattığı bakışlar ise uzun uzun yazılacak cinsten. Evvela bildiğiniz sanat tarihi anlayışlarını bir süreliğine unutun. İngiliz yazar, ressam, sanat eleştirmeni Julian Bell'in hazırladığı Sanatın Yeni Tarihi (NTV Yayınları) adlı yaklaşık 500 sayfalık kitap, 21. yüzyıl için sanatın yeni bir hikâyesini anlatıyor. 'Ufuk', 'Medeniyete Biçim Vermek', 'Değişen Hakikat', 'Sanayinin İvmesi', 'Atılım/Çöküş' gibi bölüm başlıkları bile eserin farklılığını, 'ağır, sıkıcı' yazıların yokluğunu ele veriyor. Sanat tarihini ele alış biçimi, dili ve üslubuyla okuru hemen avlayan kitapta 372 sanat eserinin fotoğrafı yer alıyor. Bell dünya sanat tarihinin zenginliğini anlatmak için yaptığı bu zorlu görsel seçimi 'hilelerle dolu bir cambaz ipinde yürümeye' benzetiyor. Bell sanat tarihine önem vermesinin nedenini şöyle yorumluyor: "Beni olağanüstü şeylere ve onları yapan insanlara yakınlaştırıyor olması."

1952 doğumlu Julian Bell, Türkiye'de pek tanınmayan bir isim. İngiltere'de City and Guilds Londra Sanat Okulu'nda sanat tarihi dersleri veriyor. Sergiler açıyor, New York Review of Books, The Guardian gibi gazete ve dergilerde sanat ve kitap eleştirileri, makaleler yazıyor. Bell kitapta, tarih öncesinden başlayarak günümüze "Sanat nedir ve nerede başlamıştır? Neden sanat yaparız ve sanat neden değişir?" gibi soruların peşine düşmüş. Bu koşturmacadan da yeni bir sanat tarihi hikâyesi devşirmiş. Önceki sanat tarihlerinin izlediği yolu tercih etmeyen yazar, okurun düşüncelerini sorgulayacak, onu aydınlatacak bağlantılarla yoluna devam ediyor. Sanat tarihini kronolojik bir şekilde ele alan yazar bunu yaparken bir başlık açıyor, daha sonra İtalya'dan İran'a, Almanya'dan Rusya'ya, Türkiye'den Suriye'ye uzanan ülke ülke geçişler yapıyor. Dünya sanat tarihinde önemli yeri olan tablolara, minyatürlere, heykellere, kubbelere, modern eserlere uğruyor, bazen de es geçiyor. Eserler hakkında bilgi vererek, eleştirilerini, beğenilerini okurla paylaşıyor. Böylece ağır yazılardan arınmış metinler ortaya çıkıyor.

Bell, 'okurların kendi hikâyelerini oluşturabilmeleri için bir temel sunmayı' hedefliyor. Önsözde kitabın amacı için ise 'dünya sanat tarihindeki nesneler ve konular hakkında bir dizi sonuca ulaşmaktansa, bunlara genel bir giriş yapmak' diyor. Kitabın orijinal adı Mirror of the World (Dünyanın Aynası), yazarın yapmak istediği "sanat çalışmaları gizli kalmış gerçeklikleri açığa çıkarabilir" fikrine denk düşüyor. Kitabı okuyunca siz de bir şeyler çıkaracaksınız kuşkusuz.

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi
07/12/2009

Yorumlar