Türk sanatının gelenekten çağdaşa uzun ince yolculuğu

İstanbul Modern'de açılan 'Gelenekten Çağdaşa-Modern Türk Sanatında Kültürel Bellek' adlı sergide Erol Akyavaş'ın Hallac-ı Mansur adlı devasa 'vav' tablosu ile tam karşısında duran sülüs nesih hatla yazılmış tarihi levhası arasına şöyle uzunca hayali bir ip gerdiğinizde serginin sırrı ve Türk sanatındaki gelenek-modern-çağdaş üçlemesinin serencamı kendini ele verecektir. Bu sarkacın ucunda sadece Akyavaş yok. Bedri Rahmi Eyüboğlu, İsmet Doğan, İnci Eviner, Selma Gürbüz, Ergin İnan, Balkan Naci İslimyeli, Murat Morova ve Ekrem Yalçındağ'ın eserlerinin yer aldığı sergide, geleneğe ait düşünce ve üretim biçimlerinin modern ve çağdaş sanattaki izleri sürülüyor.

Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu'nun üstlendiği serginin tanıtım toplantısı dün müzede, İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç'in katılımıyla gerçekleştirildi. Videodan resme, yerleştirmeden fotoğrafa uzanan bir çizgide, sanatçıların farklı dönemlerinden çalışmalarına, camekânlar içinde sanatçıların beslendiği kaynakları ele veren hat, minyatür, çini, tekstil gibi tarihi objeler eşlik ediyor. Çağdaş sanatta geleneğin anlamını tartışmaya açan sergi, sırtını geleneğe, tarihsel kökenlere yaslayarak işler üreten dokuz sanatçının, günümüzde Doğu-Batı, yerel-evrensel, gelenek, modernlik ve çağdaşlık kavramlarını işlerinde nasıl okuduğunu anlatıyor.

Çağdaş sanat dünyasının gelenekli sanatlarımızı (Prof. Uğur Derman geleneksel kavramını ısrarla kullanmamayı salık veriyor) kimi zaman kendi işlerinde kullandıklarını görmek mümkün. Artık pek yabancısı değiliz. Müzenin giriş katına kurulan sanatçı odalarında bazen Anadolu coğrafyasından ilham alan, bazen bir ikonadan esinlenen, bazen de tasavvufun engin derinliğinden istifade eden pek çok iş sergilenirken, 1923'ten sonraki kırılmalar, karşılaşmalar, kültürel geçişler işleniyor. Levent Çalıkoğlu, serginin birbirine bağlı iki ana çalışma alanı olduğunu ve Batılılaşmadan bugüne sanatın geleneksel ile olan ilişkisine odaklanarak, tarih ve modernliğin sanatçılar tarafından nasıl inşa edildiğini göstermeyi ve Türkiye'ye özgü bir modernizmin en önemli damarlarından birini tartışmaya açmayı amaçladığını belirtiyor.

Plastik sanatlar üzerine yazdığı eleştirilerde Ahmet Hamdi Tanpınar, dönemin ressamlarının eserlerindeki Batı tesiri ve yerel motifleri irdeler. Tanpınar, yaşadığı dönem itibarıyla büyük bir kırılmanın göbeğindedir. Bu kültürel belleği, İslam sanatlarından beslenerek kendi dilini oluşturan usta sanatçı Erol Akyavaş üzerinden okumak işi kolaylaştırabilir. Sergideki eserleri, bir çırpıda çözümleyebilmek kolay değil. Sadece Akyavaş ile yetinmeyin. Geleneğin ve çağdaşın harmanlandığı, yüzleştiği, politik bir zemine kaydığı işlerin üzerine dikkatle yoğunlaşmanız gerekebilir. Sergi, 23 Mayıs'a kadar açık kalacak.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

17/02/2010

Yorumlar