Arabalar yolları çoktan unuttu



İp kopar, ışık söner ve darmadağın olur her şey. Sonrasında bir yerlere gitme arzusu kıpraşır durur. Yolun kendisi maksadı aşar. Nelerin beklediğinin belirsizliği huzursuzluk katsa da 'yol' içine çeker. İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi sanatseverleri 'Paslı Son' ile başlayan bir geçitten alıp 'Yol'un kendisine bırakıyor. Araba, yol, çürüme, olgunlaşma temalı bu iki sergi izleyiciyi tarifsiz bir metafor yağmuruna tutuyor. Bir sözlüğü açıp yol ve araba kelimelerinin karşılıklarını saatlerce okuyor hissine kapılıyorsunuz.

Otopark alanındaki Alman fotoğrafçı Thomas Radbruch'un 'Paslı Son' başlıklı sergisini açık havada ziyaret ettikten sonra Murat Germen'in 'Yol'u başlıyor. Küratörlüğünü Engin Özendes'in yaptığı iki sergiyi bir arada sunan Müze'de dünyanın çeşitli ülkelerinden araba mezarlıklarından araçlar karşılıyor sizi. Artık koca bir ormanı andıran, türlü türlü börtü böceğe yuva olan bu arabalar, sessizce bekliyor. Çürümeye terk edilmiş, kirli paslı halleri biraz ürkütse de dakikalarca bakıyorsunuz. Arabaların bu hali akla ölümü düşürüyor. Eğrelti ve yabani otların arasında sessizce vaktini bekleyen ve olgunlaşan insanı hatırlatıyor.

Eskimiş modalardan bir tür asaletin ortaya çıktığını söyleyen Thomas Radbruch "Terk edilmiş otomobiller Eski Roma'da emekliye ayrılınca bahçeleriyle uğraşan politikacılar gibi zamanla aşınıp eskiyor. Gösterişli krom kısımlar gökyüzünü yansıtan sessiz aynalara dönüşür." diyor. Küratör Engin Özendes sergide yer alan fotoğrafların "yan yana dizilişlerini toplu bir direncin gösterisi gibi" nitelendirerek şöyle diyor: "Metal gövdede açılan deliklerin etrafında oluşan boya kabartıları yeni açmış çiçekleri andırıyor. Yol yol çatlayarak yarılmış boyalar inanılmaz biçimlere dönüşüyor. Günlük yaşamımızın bir parçası olan, bizi bir yerlere ulaştıran bu araçların üzerindeki yeni oluşumlar, farklı desenler oluşturuyor."

YOL BEKLENTİDİR
Murat Germen'in 'Yol' başlıklı sergisi ise izleyiciyi 'yol'un dünyanın dört bir yanında ve pek çok alanda kullanılan farklı anlamları üzerine düşünmeye sevk ediyor. Hiçbir fotoğrafın birbirine benzememesi yol temasının zenginliği de kendini ele veriyor. Germen bu hazinenin peşinde koşarcasına gezdiği, gördüğü tüm yerlerden yola dair ne varsa karelemeye çalışmış. Sergi alanına kondurulmuş "Yol seçimdir, Yol tavırdır, Yol beklentidir, Yol çeşitliliktir, Yol başlangıçtır, Yol çaredir, Yol öğrenmektir, Yol şaşırtır, Yol öncüdür, Yol kaçıştır, Yol tekinsizdir, Yol oyundur, Yol rastlantıdır, Yol davadır, Yol tecrübedir, Yol süreçtir, Yol ümittir, Yol esrarengizdir" gibi yazılar, izleyiciyi kendi içlerindeki yol ile buluşturuyor, ayırıyor. Murat Germen "yol"da olmayı seviyor. 'Yol'u iki taraf arasındaki 'araf' olarak nitelendiriyor. Yolda olma hali pek çok kimse gibi onu da cezbediyor.

Toplam kırk altı fotoğrafın yer aldığı sergide 14 m x 80 cm boyutlarında Murat Germen ve Elif Ayiter tarafından ortaklaşa üretilen 'Şark Ekspresi' adlı uzunca bir iş yer alıyor. Özendes, Germen'in sergisi için "Günlük kullanımımızda 'yol' sözcüğünün serpiştirildiği anlam çeşitliliğini, bu sergideki insanlı, insansız, renkli, siyah-beyaz, doğrudan çekilmiş ya da sayısal katkılı fotoğraflarındaki çeşitlilik ile bağlıyor. Yaşamın ona hissettirdiklerini, deneyimlerini, yoldan 'yola çıkarak', yol imgesi ile bağdaştırıp aktarıyor." diyor. Her iki sergi 19 Eylül'e kadar gezilebilir.


Yorumlar