Lang Lang'dan 'ağır abi' etkisi


Ihlamur kokularına Sütlüce'nin alâmeti uykuluğun (bir çeşit sakatat) kokuları karışıyor. Saatler öncesinden yollara düşenler boş zamanı fırsat bilip, 'romantizmin dorukları'na götürecek konser öncesinde bir şeyler atıştırmanın derdinde. Yaklaşık üç bin kişi onu dinlemek için toplanmış. Zira, festivalin en gözdesi olarak ilan edilmişti. Peki kimdi bu sanatçı? Lang Lang'ın isminin önünde 'klasik müzik gezegeninin en ateşli sanatçısı', 'dünyanın en etkili 100 insanı' gibi yaşından büyük sıfatlar var. Daha minik bir çocukken ailesi tarafından farklı biri olduğu gözden kaçmaz. Piyano çalmaya üç yaşında başlar ve beş yaşındayken Şengyang Yarışması'nı kazanarak ilk resitalini verir. Namı yedi cihana, ülkesi Çin'de 40 milyon çocuğa piyano öğretmekle yürür. Hikâyesi böyle genç piyanist Lang Lang'ın. 38. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali kapsamında Haliç Kongre Merkezi'nde önceki akşam bir konser verdi. Yirmi yedi yaşındaki sanatçıya Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) eşlik etti.

Lang Lang, konser öncesinde basın mensuplarıyla bir aradaydı. Toplantıdaki canlı, heyecanlı havası akşamki etkinlik için çok şey vaat ediyordu. Konserin ilk yarısında BİFO, Schumann'ın 4. Senfoni'sini yorumladı. Herkesin gözü kulağı Lang Lang'ın Chopin'in 1. Piyano Konçertosu'nu çalacağı ikinci yarıdaydı. Vakit gelmişti. Lang Lang gayet ağır bir edayla salona girdi. Piyanosunun başına oturdu. Huzursuz edici bir sessizlik hüküm sürdü. Görkemli ve şiirsel bir yolculuğa herkes hazırdı. Parmakları, yemine uzanan bir kuş gibi sürekli havalanıp yere inerken tüm bedenine aynı coşku yayılıyordu.

Nobelli usta yazar Andre Gide "Chopin, önerir, varsayar, sezdirir, sevdirir, inandırır; hiçbir zaman kesinlemez, kestirip atmaz."der. Lang Lang da ustası Chopin gibi sevdirdi kendini. Salona şöyle dönüp baktığınızda bu etkiyi görmeniz mümkündü. Etki demişken, 40 milyon çocuğa piyanoyu sevdiren sanatçıyı İstanbul konserinde dinlemek için daha çok orta yaşın üzerindeki sanatseverler katıldı. Çocuklar ise iki elin parmaklarını geçmeyecek kadardı.

Lang Lang, dün sabah gerçekleştirdiği basın toplantısında, "Tüm zamanların en romantik iki bestecisi Frédéric Chopin ve Robert Schumann. Umarım bu gece de her ikisinin sıcaklığını hissedeceksiniz." diye temennide bulunmuştu. Bu dileği gerçekleşti. Ama Lang Lang, sabahki portresinden farklı, konserde biraz cimri davrandı. Konserdeki ağır abi havası, Chopin gibi bir ustayı çalmaktan mıdır bilinmez; ama o muzip çocuğu gözler aradı. Konserin sonunda akıllarda İstanbul'dan yolu geçen genç bir yetenek, ıhlamur ve uykulukla karışık bir koku kaldı. Bir de Eyüp'ün ferahfeza manzarası.

Kenan Karasu, İstanbul
Zaman Gazetesi
12/06/2010

Yorumlar