'İslam dünyasının mucitlerini bugüne getirebilseydik hepsi Nobel alırdı'

İslam âlimlerinin icatlarını, bilim ve teknolojinin bin yıllık serüvenini anlatan 1001 İcat sergisi, Sultanahmet Meydanı'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. Bilim, Teknoloji ve Medeniyet Vakfı tarafından gerçekleştirilen sergi, İslam medeniyetinde bir altın çağın yaşandığını ortaya koyuyor. Vakfın Başkanı Prof. Dr. Salim Al Hassani ile İslam medeniyetini, bilimi ve '1001 İcat' sergisini konuştuk.

Öncelikle bu sergiye neden gelinmeli?

Eğlenmek ve öğrenmek için.

Sergi fikri nasıl doğdu ve ne kadar zamanda ortaya çıktı bu hazine?

Medeniyet tarihinde yaklaşık bin yıllık bir kaybın, karanlık bir çağın olduğunu ve bunun aşılması gerektiğini düşünen tarih, bilim ve sanat profesörlerinin ortak fikri olarak doğdu. Halk için bir şeyler yapmak istedik, ama bir müze değil. Etkileşimli, keyif veren bir şey olsun istedik. Ki böylece insanlar bin yıllık dönemin aslında altın bir çağ olduğunu anlayabilsinler. 10 yıl kadar zamanımızı alan bu sergi, karanlığın içine atılmış bir ışık huzmesi gibi oldu.

Bu iş için geç kalındığını düşünüyor musunuz?

Elbette, çok daha önce yapılması gerekiyordu. Bu, sadece İslam ile de ilgili değil. Biz buna İslam mirası diyoruz, çünkü İslam medeniyeti Avrupa'ya naklolundu, onunla temasa geçti. İslam medeniyeti bütün bu keşifleri yaparken diğer medeniyetlerden etkilenmişti. Sümer, Babil, Yunan, Hint, Çin gibi medeniyetlerin izi var. Aristo'nun, Galenius'un, Homer'in ve Grek medeniyetinin eserlerini bile İslam medeniyetinde Arapça yazılmış eserlerden öğrendik. Bunlar Arapçadan Latinceye çevrildi. Aslında bu, bir lokomotif gibiydi. Avrupa'ya İslam vatmanıyla gelen; içinde Musevilerin, Hıristiyanların ve bütün milletlerin yer aldığı bir medeniyet lokomotifini andırıyordu. Bunun yükü bütün medeniyetlerin karışımıydı ve üstüne İslam medeniyetinin icatları eklendi.

Peki İslam âlimlerinin bilime katkıları neden çok konuşulmuyor?

Bu alanla ilgili bilgiye çok çabuk ulaşamıyoruz. Arapça, Osmanlıca ve Farsça olarak yazılmış 5 milyon elyazması var. Bunların sadece 50 bin tanesi düzeltilmiş ve tasnif edilmiş. 50 bin eserin çoğu politik farklılıklar, milli tartışmalar, dil, edebiyat ve şiirle ilgili. Kadınların rolüne, bilime dair eserler maalesef tasnif edilmemiş. Biz burada daha çok kadınların rolüne odaklandık. İslam dünyasının kaşiflerini, mucitlerini bugüne getirebilseydik hepsi Nobel ödülü alırlardı. Ve sayıları bir futbol stadyumunu dolduracak kadar olurdu.

Zaman zaman dinin bilimin önünde bir engel olduğuna dair düşünceler dillendiriliyor; bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu çok zor bir soru ve tartışmaya açık. Kadın erkek tüm mucitlere baktığımızda Musevi olsun, Hıristiyan olsun bunların hepsi dindar. Belki daha önceden Avrupa'da kiliseler ve bilim adamları arasında bir mesele vardı. Tabii, İslam dünyasında da bilimden çok memnun olmayanlar vardı, ama bazıları da çok bilim taraftarı. İslam'ın en ünlü alimlerinden biri Endülüslü İbni Hazm, 1200 yıl önce, 'Kim ne derse desin dünya yuvarlaktır' demişti. Ama hâlâ bugün 10 yıl önce bile çıkıp bazı âlimler dünya düzdür diyebiliyor. Bence İslâm, insana aklını kullanmayı teşvik eder.

İstanbul'da geçen yıl bir Bilim ve Teknoloji Müzesi açıldı, onu nasıl buldunuz? Siz malzemeyi nasıl temin ediyorsunuz?

Çok güzel, ama burası bir müze. Birçok bilim adamı ile irtibattayız. Onların yazılarını akademisyenlere verip doğru olup olmadığını teyit ediyoruz. Ve sadece herkesin üzerinde yüzde yüz mutabık kaldığı dokümanları kullanıyoruz. Buradakiler elimizdeki icatların sadece yüzde onu.

İcatlar serginiz dünyada çok izlendi ve sevildi. Bu anlamda büyük bir mirasın üzerinde olan Türkiye'ye neler önerirsiniz?

Türk halkının medeniyete çok büyük katkılar sağladığını düşünüyorum. Batı'nın bunu anlaması, Türk gençlerinin de kendi kimliklerine sahip çıkmaları ve bu bilginleri örnek almaları lazım. Sergiyi gezdikleri zaman bunu yapabileceklerini görecekler; çünkü onlar, bu İslam âlimlerinin torunları. Aşağılık komplekslerini aşmaları gerek. Batı'nın da bir üstünlük kompleksi var. Biz insanların bir araya gelmelerini istiyoruz. Böylece aşağılık ve üstünlük kompleksi azalacak ve kültürel bir kaynaşma olacak.

O halde serginin tüm insanlığa bir mesajı var...

Hem de çok önemli bir mesaj; ama dinî ve siyasî değil. Sadece bilimsel gerçeklere dayanan, siyasetler üstü bir mesaj... Politikacılar, dinî liderler, laikler, milliyetçiler de bundan faydalanabilir. Bu sergi herkesi bir araya getiriyor. Gün boyunca burada turistler olacak, saygı gösterecek. İftardan sonra Müslümanlar gelecek, onlar da gurur duyacaklar. Böylece herkes mutlu olacak.

1001 İcat sergisini Başbakan Erdoğan açtı

'1001 İcat Sergisi'ni dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan açtı. Türkiye Başkanlığını Prof. Dr. Bekir Karlığa'nın yaptığı Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi'nin desteğiyle düzenlenen serginin açılışında konuşan Erdoğan, İslam medeniyetinde bilim ve teknolojinin bin yıllık serüvenini aktaran serginin başta bilim dünyası olmak üzere, gençlik, tüm İslam dünyası ve insanlık için aydınlık geleceklere vesile olmasını temenni etti. Erdoğan, serginin İslam dünyasındaki gençlerin kendilerine olan özgüvenlerini artıracağını söyledi. Sergi 5 Ekim'e kadar ücretsiz gezilebilecek.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

19/08/2010

Yorumlar