İstanbul'da 'hikâyeli' bir koleksiyon


Hoca Ali Rıza'nın 1917 tarihli İftar Sofrası adlı tablosu ile İtalyan ressam Giovan Battista Ruoppolo'nun 17. yüzyılda yaptığı natürmort çalışması birbirine ne söyler? Peki, Ferruh Başağa'nın ve Marco Tirelli'nin yan yana duran tabloları?.. "Bu sergide küratör değil, hikâye anlatıcısıyım ben." diyen küratör eserlerin kendi aralarında sessizce konuştuklarını söylüyor. Bunun yanı sıra ortak bir zemine değdiklerini de dile getiriyor. O halde hikâyenin kahramanlarına eğilme vakti geldi...

Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde açılan ve zamanlar arası bir diyaloğa davet eden sergi, 'PastPresentFuture' (GeçmişŞimdiGelecek) ismini taşıyor. Avrupa'nın en büyük kurum koleksiyonlarından UniCredit Sanat Koleksiyonu ve Yapı Kredi Sanat Koleksiyonu'ndan seçilen eserleri İstanbul'a getiren sergide 90 eser yer alıyor. Küratörlüğünü UniCredit&Art Scientific Comission Yönetim Kurulu Başkanı Walter Guadagnini'nin yaptığı sergi, Avrupa sanat tarihinde dört yüzyıla yayılan bir dönemi kapsıyor ve çağlarla diller arasında diyalog kurmayı hedefliyor.

ŞEHRE GÖRE DEĞİŞEN SERGİ

'PastPresentFuture'da, Giovanni Girolamo Savoldo ve Dosso Dossi gibi ressamların eski tabloları, Kurt Schwitters'ın kolajları, Giorgio de Chirico'nun tuvalleri, Tony Cragg, Stephen Balkenhol ve Giulio Paolini gibi sanatçıların enstalasyonları ve Andreas Gursky ile Thomas Struth'un fotoğrafları gibi önemli eserlere yer veriliyor. Türkiye'den ise Osman Hamdi Bey, Hoca Ali Rıza, Ferruh Başağa gibi ustaların tabloları var. Küratör Guadagnini, sergiyi şöyle anlatıyor: "İstanbul'da farklı kültürler arasında köprü kurmak bizim için çok önemli. Bir dizi sanat eseri değil, bir dizi sanatçı arasında diyalog kurmak amacımız. Sergi hangi şehre gittiyse ona göre şekil aldı, anlam kazandı. Eserler arasında sessiz bir diyalog var. Bu da koleksiyonlar arasında, küratörler arasında ve daha genel anlamda bu eserlerin ortaya çıktığı kültürler arasında diyaloğa dönüşmektedir."

Sergi, Klasik Üzerine, Yüce ve Pitoresk, Metropolis, Beden Dili, Yüz Yüze, Arzu Nesneleri ve Geometri Üzerine adlı başlıklara ayrılmış. Her bölümde eserler arasında ortak noktalar yakalamak mümkün. Dahası, aralarında uzun yıllar olsa da aynı temaların peşinde koşan sanatçıları görebiliyorsunuz.

Metropolis bölümünde fotoğraflar ağırlıkta. Mimari ve kentsel yapılanmayı sorgulayan işler yer alıyor. Şehrin içindeki yalnız insana odaklanılmış. Andreas Gursky imzalı çalışmaların yanında Gabriele Basilico, Fischli&Weiss, Lorca diCorcia ve Wolfgang Tillmans'ın eserleri sergileniyor. Beden ve yüz tasvirlerinin yer aldığı "Beden Dili" ve "Yüz Yüze" bölümleri bireyin çevresiyle olan ilişkisine yer veriyor. Yüzün bin bir hali sanatseveri karşılıyor. "Arzu Nesneleri" başlıklı bölümde ise Tony Cragg'in enstalasyonu, Ruoppolo'nun natürmortu ve Andy Warhol'ün ünlü 'Çiçekler'i dikkat çekiyor. Eserlerin ortak noktası, günlük hayatın detaylarına yönelmeleri. Geometri Üzerine bölümünde soyut ve figüratif kompozisyonlar sunuluyor.

'PastPresentFuture' için sanat tarihinde görsel bir yolculuk denilebilir. Sergi, hem kültürler arasında hem de resim, fotoğraf, enstalasyon ve heykellerin yan yana konduğu antik ve çağdaş eserlerle sanatlar arasında diyalog kuruyor. Sergideki tüm bölümleri gezdikten sonra "Bu sergide küratör değil, hikâye anlatıcısıyım ben." diyen küratöre hak vereceksiniz. Zira her eser kendi hikâyesini anlatırken, diğer eserlerle olan diyaloğunu da gözler önüne seriyor. 'PastPresentFuture', 7 Ocak 2011'e kadar ziyaret edilebilir.


Yorumlar