Osman Hamdi Bey |
2010 yılı, UNESCO tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın önerisi üzerine, Osman Hamdi Bey'in 100. ölüm yılı dolayısıyla 'Osman Hamdi Bey Yılı' ilan edilmişti. 2010 geçti, gitti. Eserleri dünyanın dört bir yanında dudak uçuklatacak fiyatlarla satılan ve hakkında birçok şey yazılıp çizilen usta ressam için geçen yıl neler yapıldı diye sorduğumuzda elimiz boş döneceğimizi hemen söyleyelim. Lakin, bu tür etkinliklerden sonra sevindirici olan 'şey', kuşkusuz hazırlanan kitaplardır.
Prof. Dr. Edhem Eldem bu pek sessiz geçen yıl için evladiyelik bir kitap hazırladı: Osman Hamdi Sözlüğü (Kültür Bakanlığı Yay.). Dolaşıma biraz geç giren ve şimdilerde sahafların en nadide eserlerinin arasında yer alan kitap, Osman Hamdi Bey'e dair bir bilgi güncellenmesi yapıyor. Önümüze günahıyla, sevabıyla a'dan z'ye sayfa sayfa çevrilebilecek çok renkli bir Osman Hamdi Bey portresi koyuyor. Büyük bir emeğin ürünü olan kitabın nasıl hazırlandığını sözlüğün önsözündeki uzunca yazıdan hemen kavrıyorsunuz.
Aynı aileden gelen ve Osman Hamdi'nin arşivine 'yakın' olan Edhem Eldem, sözlük için şöyle diyor: "Bu sözlüğün başlıca amaçlarının arasında Osman Hamdi'nin eserlerinin mümkün olduğunca metodik ve sistematik bir şekilde ele alınarak bir bütün olarak algılanmasına ve bu bütünün içinde oluşabilecek önemli ve manidar gruplaşmaları, değişim ve meyilleri, bazen de ayrılıkları ortaya çıkarabilecek şekilde incelenmesine fırsat vermektir."
Kitaptaki doyurucu metinlerin yanı sıra, bir hayli zengin yer eden belgeler, fotoğraflar, mektuplar, objeler Osman Hamdi'nin 'sır' gibi algılanan dünyasını açık ediyor. Eldem, dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Osman Hamdi Bey'le ilgili tüm malzemelerin bir bir peşine düşmüş. Kıyıda köşede kalmış belgeleri, fotoğrafları tek tek inceleyip kitaba eklemiş. Bereketli ama karışık bir işin içinden hakkıyla, akademisyen titizliğiyle çıkan Eldem, üzerine ciddi anlamda kafa yorulacak yeni bir Osman Hamdi Bey ortaya koymuş. Sözlük için, Mustafa Cezar'ın "Sanatta Batı'ya Açılış ve Osman Hamdi" kitabından sonra bu konuda yapılmış en derli toplu çalışma denilebilir.
Kaplumbağalı Adam
Sözlük alışılagelmiş hiyerarşilerden uzak ilerliyor. Okur istediği maddeden başlayarak sözlüğün içinde yol alabiliyor. Özellikle Osman Hamdi Bey'in değerlendirilişindeki ciddi problemler, tablolarındaki zorlama okumalar bir efsaneden olarak sunulan Osman Hamdi Bey'i daha insani vasıflarıyla önümüze seriyor.
Sayfaları çevirdikçe Osman Hamdi'nin birkaç örneğini yaptığı tabloları arasındaki farklılıkları, müdahaleleri esin kaynaklarını görebiliyorsunuz. Özellikle Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablosuyla ülkemizde ve dünyada büyük nam salan Osman Hamdi Bey'in aslında bu eserini yaparken Japon L'Crepon adlı bir illüstratör tarafından çizilip yayımlanan resimden etkilendiğini görmeniz mümkün. (Eldem bu keşfini Nisan 2009'da Sabancı Müzesi'nde açılan sergide ilk kez zikretmişti.) Eldem, bunun yanında eserin Paris'te ilk sergilendiği isminin Kaplumbağalı Adam olduğunu da açıklıyor.
Kitapta Osman Hamdi Bey'in elinin değdiği herşeyi bulmanız mümkün. Özel koleksiyonlardan derlenen tablolar, eskizler, desenler pek orada burada göremeyeceğiniz türden değil. Usta ressamla yolu kesişen yazarlar, çizerler, yolunu düşürdüğü mekanlar, aile bireyleri, sergiler, tarihi kişilikler, kavramlar...
Osman Hamdi Bey'in fotoğraflarından, defterlerinden, notlarından onun, sevinçlerini, hüzünlerini, halden hale geçişlerini hemencecik fark ediyorsunuz. Eldem'in sıcak bir üslupla kaleme aldığı maddeler yorumu okura, izleyiciye bırakması önünüze tartışılmaya ve irdelenmeye müsait pek çok alan bırakıyor.
Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi
18/03/2011
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1108541
Yorumlar
Yorum Gönder