İstanbullu Rum ressamlar sarayda

Bazı sergiler, tek bir eserin hatırına dağı taşı aşıp yollara düşmeyi göze alacak kadar cezbedicidir. Bir çocuğun sürekli kabaran merakını içinizde tutup, belki de yüzlerce kez gördüğünüz bir eserin önünde yeniden durmak, dakikalarca her detayında kaybolmak bir şiirin sarsıcı dizelerini okumak kadar zevk verir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yirmi sekizinci padişahı III. Selim'in (1761-1808 ) Kapıdağlı Konstantin'in fırçasından çıkan kibar ve zarif portresi işte bu güzel bahanelerin en tepesine kondurulabilecek eserlerden. "İstanbullu Rum Ressamlar Topkapı Sarayı'nda'' sergisiyle saklandığı yerden daha pek çok tabloyla meydana çıkan III. Selim portresi, tamburi, neyzen, şair ve aynı zamanda Mevlevi olan bir padişahın inceliğini ele veriyor.

Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü ve Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nun işbirliğiyle düzenlenen "İstanbullu Rum Ressamlar Topkapı Sarayı'nda'' sergisi, önceki gün Topkapı Sarayı Has Ahırlar'da açıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Fener Rum Patriği Bartholomeos ve çok sayıda davetlinin katıldığı açılışta Rum ressamların fırçasından çıkan eserler sergileniyor.

Mayda Saris'in "İstanbullu Rum Ressamlar'' kitabından yola çıkılarak hazırlanan sergi için Topkapı Sarayı, Rum Ortodoks Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu koleksiyonlarının yanı sıra İstanbul'daki Rum kiliseleri ve özel koleksiyonlarda yer alan eserler seçilmiş. Sergide, Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu'nda yer alan Kapıdağlı Konstantin'e ait tablolar ve onun resimlediği kitapların yanı sıra Armenopulos, Andreadis, Andoniadis, Flora-Karavia, İgum, İkonomidis, Ksantopulos, Mihelidakis, Petridu, Platonidis, Savidis, Skarlatos, Sofroniadis, Stravrakis, Vakalopulos gibi 19. ve 20. yüzyılın başlarında belge niteliğinde eserler üreten ressamların tablo ve ikonaları var.

III. Selim'in Topkapı Sarayı Bâbüssaâde önündeki bayram merasimini konu eden 1789 tarihli devasa tablosu da o heybetin tüm sırlarını ele veren güzellikte resmedilmiş. Bu eseri de Kapıdağlı Konstantin yapmış. Tematik ve kendi içinde kronolojik olarak bölümlere ayrılan sergide Osmanlı padişahlarının yanı sıra, Heybeliada Ruhban Okulu koleksiyonundaki patrik portreleri, kiliselerden seçilen ikonalar, İstanbul manzaraları ve natürmortlar var. Yaklaşık 100 eserin yer aldığı sergi öyle kolay kolay bir araya gelmeyecek eserleri içeriyor.

Tablolara bakarken Türk ve Rum müzikleri de size eşlik ediyor. Sergide kulağa üflenen III. Selim'in besteleri Tanpınar'ın şu sorusunu yeniden akla getiriyor: "III. Selim'in beste ve âyinlerini şimdi bizim için o kadar derin ve manalı yapan şey, iyi niyeti, yenilik aşkı gibi faziletlerini karşılayan cihangirlik hülyası, tereddütleri, yeis ve füturu, hulâsa, bütün bir kompleks psikoloji yüzünden milletçe yaşadığımız kanlı ve hazin macera mıdır?" Sergi 30 Haziran'a kadar gezilebilecek.

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi

Yorumlar