İllüstrasyon: Cem Kızıltuğ |
‘Oku, Zevk Al, Unut’
Kendi kitapları 25 milyondan fazla satan Amerikalı yazar Dean R. Koontz’un How to Write Best Selling Fiction (1981) adlı kitabı bu konuda yazılmış ilk kitaplardan. Bu çalışmaların varlığı aslında edebi bir kaygıdan öte piyasayı memnun etmenin asıl mesele olduğunu açıkça dile getiriyor. Cem Akaş’ın güzel tanımlamasıyla “oku, zevk al, unut” romanlarının nasıl yazılacağını ve şöhrete giden yolun tarifi ni de veriyor. Amerikalı yazar James W. Hall üşenmeden, Hit Lit: Cracking the Code of the Twentieth Century’s Biggest Bestsellers adlı kitabında bir mühendis gibi 20. yüzyılın en çok satan on iki kitabını (Da Vinci Şifresi, Rüzgâr Gibi Geçti vs.) analiz ediyor ve bu kitapların ortak özelliklerini sıralıyor: Cinsellik, aşk, dram... Hall, çoksatar olmanın ‘şifrelerini’ tanımlarken bu şöhretin taliplileriyle incelikli bir dille alay ediyor.
Çoksatar Kitap Yazmanın En İyi Vakti Ne Zaman?
Özellikle teknolojinin gelişmesiyle bireysel yayıncılık çağına ayak uyduran, kapı kapı yayınevi dolaşmak yerine kitabını kendi yayımlama imkânı sunan “self-publishing” ile çoksatarlar listesine giren yazarlar bu sitelerin müdavimleri. Bir adım ötesi ise astroloji yorumcularından popüler olacak kitabın en iyi yazma vaktinin ne zaman olduğunu sormaya kadar gidiyor. Fakat edebiyatın nasıl öcünü aldığını uzun bir süre çoksatanlar listesinde yer alan bir kitabın, daha sonra “1 alana 1 bedava” sepetinde öylece sessizce bekleyişiyle görmek mümkün.
'On Parmak Daktilo’
James Joyce, “Sanatçı, halk yığınlarının gönlünü kazanmak peşindeyse kitle fetişizminin kendini bile bile kandırma hastalığının bulaşıcılığından kaçınamaz, popüler bir akımda yer alırsa bu riski üstlenir.” derken, Uyar ile aynı gökyüzüne bakar gibidir. Halkın gönlünü kazanmak için yazmanın, sürekli görünmek için edebi eser üretmenin riski döner dolaşır yazarı bir yerinden yakalar. Birçok yazarın kendi işini yapmaktan çok, ün peşinde olduğunu söyleyen Márquez de şöhret belasından şöyle yakınır: “Kitaplarımın bir tür ticari ürüne dönüştürüldüğü kapitalist ülkelerde ölümümden sonra tanınmayı isterdim.”
Çoksatar yazar olmanın elbette kötü bir tarafı yok, ayrıca bu tür kitapların hepsinin niteliksiz olduğunu söylemek haksızlık olur, fakat okurun beğenisi tek kıstas olarak algılanırsa bu kitapların her birinin başyapıt diye tanımlanması gerekir. Çok satmak amacıyla yazılan eserlerin nitelikli edebiyatın bir parçası olmayacağı aşikâr. Dil zevki veren, değerli ve kalıcı metinlerden öte popülerlik derdine düşmüş yazardan edebiyatın bir gün öç alacağını unutmamak lazım.
Çoksatar yazar olmanın elbette kötü bir tarafı yok, ayrıca bu tür kitapların hepsinin niteliksiz olduğunu söylemek haksızlık olur, fakat okurun beğenisi tek kıstas olarak algılanırsa bu kitapların her birinin başyapıt diye tanımlanması gerekir. Çok satmak amacıyla yazılan eserlerin nitelikli edebiyatın bir parçası olmayacağı aşikâr. Dil zevki veren, değerli ve kalıcı metinlerden öte popülerlik derdine düşmüş yazardan edebiyatın bir gün öç alacağını unutmamak lazım.
Musa İğrek
Kitap Zamanı
Sayı: 86
4/3/2013
Yorumlar
Yorum Gönder