Kültür kurumları AB hibelerinden habersiz!

Hale Ural, Tuba Köksal ve Hakan Tanrıöver

Avrupa Birliği'nin (AB) oluşturduğu ve 2007-2013 yıllarını kapsayan ‘Avrupa Kültür Programı' tamamlanmak üzere. Programın Türkiye'deki ayağından sorumlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Kültürel İrtibat Noktası'ndan Hale Ural, Tuba Köksal ve Hakan Tanrıöver ile programın değerlendirmesini, yeni hibe programını ve Türkiye'deki kültür kurumlarına önerileri konuştuk.

Kültürel İrtibat Noktası olarak, Avrupa Kültür Programı süresince nasıl bir sorumluluğunuz oldu?

Kültürel İrtibat Noktası olarak programın Türkiye'deki tanıtımından, yaygınlaştırılmasından ve takibinden sorumluyuz. Ankara ve İstanbul olmak üzere iki ofisimiz bulunuyor. Bu görevi yerine getirmek için iki ana noktaya odaklanmak gerekiyor. İlk olarak çok daha operasyonel işlerden bahsedilebilir. Yani tanıtım çalışmaları yapmak, proje hazırlık süreçlerinde yardımcı olacak başvuru materyallerini Türkçe olarak hazırlamak, proje hazırlama eğitimleri vermek, aktörlere bu süreçte danışmanlık vermek gibi daha çok programın işleyişine ilişkin faaliyetler. İkinci ve en önemlisi ise ülkedeki kültür ortamını, kültür altyapısını ve kültür sektörünü (alt sektörler de dahil olmak üzere) tanımaya, anlamaya yönelik çalışmalar. Biz bu konuda Türkiye olarak birçok ülkedeki kültürel irtibat noktalarından daha ileride olduğumuzu düşünüyoruz.

Avrupa Kültür Programı'na Türkiye'den daha çok hangi alandan başvuru geldi?

Kültür Programı'nda destek alan projeler çoğunlukla disiplinler arası projeler oluyorlar. Ancak ağırlıklı olarak görsel sanatlar ve performans sanatları ve edebi çeviriler alanlarında proje desteği alındığını söyleyebiliriz. Türkçe de programın çeviri desteği alabildiği resmi diller arasında.

Programa en fazla hangi kurum başvuruda bulundu ve programdan Türkiye ne kadar hibe aldı?

Merkezi İstanbul'da bulunan Amber Platform ya da diğer adıyla Beden İşlemsel Sanatlar Derneği, geçtiğimiz programda en fazla sayıda projede yer alan oluşum. Koordinatör olarak destek aldıkları projeler dışında çok sayıda projede de Türkiye'den ortak olarak rol aldılar. Anadolu Kültür, Apartman Projesi, BİMERAS Kültür Vakfı da geçtiğimiz dönemdeki en aktif kurumlar arasında sayılabilir. Avrupa Kültür Programı 2007-2013 döneminde Türkiye'den kurumlar toplamda 67 projeye dahil olmuştur. Projelerin toplam mali büyüklüğü 60.417.461,58 Euro'dur. Söz konusu projelere sağlanan AB hibesi ise 30.184.263,90 Euro olmuştur. Ancak bu istatistikler program süresince Avrupa Komisyonu tarafından yıllık bazda ilan edilen sonuçların bir derlemesi olarak oluşturulmuştur. Programdan Türkiye'deki kurumların ne kadar hibe aldığı, projelerin çok ortaklı olması sebebiyle henüz Komisyon tarafından resmi olarak açıklanmamıştır.

Diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'deki tablo nasıl gözüküyor?

Son yıllarda katılım ve destek oranların-da artış olduğu söylenebilir ancak Türkiye'deki kültür aktörlerinin Avrupa Kültür Programı'na katılımı diğer ülkelere kıyasla sınırlı bir düzeyde kalmıştır.

Türkiye'deki kültür kurumlarının bu hibe programını iyi değerlendirebildiği söylenebilir mi?

Türkiye'den proje koordinatörü olarak destek alan sınırlı sayıda kurum vardır. Türkiye'deki kültür aktörleri daha çok proje ortağı olarak sürece dahil olmuşlardır. Son yıllarda katılım ve destek oranlarında artış olduğu söylenebilir. Bu durumun kökeninde ülkemizdeki kültür ortamına ilişkin yapısal ve sistemsel özellikler kadar Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olmamasından kaynaklanan ilişkisel zorluklar (vize süreçleri, sanatçı hareketliliği, coğrafi mesafenin fazlalığı vb.) da etkili görünmektedir.

2007-2013 programından Kültürel İrtibat Noktası olarak neler öğrendiniz?

Kültürel İrtibat Noktası'nın çalışmaları kendi kültür politikalarımızı geliştirmek, dünyaya açmak ve diğer ülkelerle kültürel etkileşimde bulunarak daha geniş bir coğrafyadaki kültür politikaları ile ilişkilendirmek açısından önem taşıyor. Biz bu süreçte hem bu ilişkiler ağının nasıl işlediğini ve kendi ülkemize ne gibi kazanımlar getirdiğini görmüş ve tartışmış olduk hem de diğer ülkelerdeki ve kendi ülkemizdeki kültür aktörleriyle, kültür politikası alanında çalışan akademik ortam ve sivil toplum ile ortak bir dil oluşturmaya, temas etmeye çalıştık. Özellikle ülkemizdeki yaratıcı sektörü anlamaya yönelik temaslarımızla ve koordine ettiğimiz projelerle kamu, özel sektör ve sivil toplum arasında daha güçlü bir kültürel diyalog ortamı oluşturma yolunda önemli bir yol kat ettiğimizi düşünüyoruz.

Yeni hibe programı 2014-2020 Yaratıcı Avrupa'dan (Creative Europe) bahseder misiniz ve programa başvuracak kurumlara neler önerirsiniz?

Program, Avrupa Komisyonu'nun Kültür, Medya ve Media Mundus programlarını tek bir çatı altında topluyor. Yeni programın bütçesi yüzde 9’luk bir artışla 1,462 milyar Euro olarak belirlendi. Kültür sektörü ve yaratıcı endüstrilerde faaliyet gösteren kültür aktörlerinin desteklenmesi yoluyla Avrupa genelinde yaratıcılığın geliştirilmesini amaçlayan program çeşitli finansal destek mekanizmalarını birlikte kullanıyor olacak. Önümüzdeki günlerde programa ilişkin detaylar Komisyon tarafından açıklanacak. Dolayısıyla Kültürel İrtibat Noktası duyurularını ve faaliyetlerini takip etmelerini öneririz. Ayrıca web sayfamızın (www.ccp.gov.tr) yayınlar bölümünden geçtiğimiz dönemde ülkemizden hangi kurumların, hangi projelerle programdan destek aldıklarını görebilirler.

Başvurunuz reddedilirse yeniden deneyin, vazgeçmeyin! 

"Başvuruların kabul edilememesi çok sayıda sebepten kaynaklanabiliyor. Bunların bir kısmı tümüyle prosedürle ilişkili. Bir bölümü ise projelerin niteliğiyle bağlantılı. Komisyon tarafından projelerin programın ana hedefleriyle örtüşecek bir vizyon ve eylem planına sahip olması bekleniyor. Ancak bunu sağlamak her zaman çok kolay olmayabiliyor. Bazı durumlarda kurumlar Avrupa genelinde sanatın ve sanatçının hareketliliğini destekleyecek, Avrupa içinde kültürel etkileşimi tetikleyecek, daha bütünsel vizyona sahip projeler hazırlamak yerine çok daha tekil ve dar kapsamlı önerilerle yola çıkıp destek talebinde bulunabiliyorlar. Burada asıl önemli olan, ülkemizden yapılan toplam başvuru sayısının yeterince yüksek olmaması. Ne kadar çok başvuru yaparsanız, içlerinden destek alma şansını yakalayacak projelerin çıkma şansı da o kadar yüksek olabiliyor. Ayrıca projelerin reddedilme gerekçeleri, program kriterleriyle ilişkilendirilerek kurumlarla paylaşılıyor. Kurumlar bu şekilde bir sonraki çağrıda projelerini iyileştirerek tekrar başvuru yapabiliyorlar."

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi
11/11/2013



Yorumlar