Komşudan hikâyeler var!


Videoda sırtı dönük hayatını anlatıyor. Ona dair bildiklerimiz portre ve peyzaj resimleri, onaylanmamış resmî evrakları, diploma ve sertifikaları birebir taklit ederek hayatını kazanan biri olduğu. Arnavutluk’ta ahşap bir kulübede hayatına devam ediyor. Sesinden yaşını kestirmek zor. Dağınık atölyesinde Leonardo ve Michelangelo gibi ustaların çalışmaları, kopyalanmış sanat eserleri, mezuniyet diplomaları ve ölüm belgeleri, Walter Benjamin’in “Bir mekânda yaşamak orada izler bırakmaktır” sözünü hatırlatırken, bu ressam, kendi deyişiyle ‘Bir fırça, bir mürekkep ve bir usta gerektiren’ her şeyi yapabiliyor. Kim bilir kaç kişi hazırladığı sahte belgelerle can vermiş, kaçı hayat bulmuştur, kendisi de hesabını yapamıyor. Küçücük dünyasında yaptığı koca işleri anlatırken sesindeki muziplik bir yana, kendisinden sahte bir diploma hazırlaması için gelen adama, “Gidebilirsin, artık sen de bakan olabilirsin” deyişi günümüzde yaşanılan sahteliklere, üzeri acemice örtülen hakikatlere denk düşüyor. Bu ‘ressam’dan, Arnavut sanatçı Adrian Paci’nin de aralarında bulunduğu İstanbul Modern’de açılan “Komşular-Türkiye ve Çevresinden Güncel Anlatılar” başlıklı yeni sergiyle haberdar oluyoruz. Paci’nin birebir kopyalayıp sergi mekânına taşıdığı Piktor (Ressam) adlı bu ahşap kulübe ve içindekiler gerçek ile kurgu, sanat ile zanaat arasındaki karmaşık ilişkiyi sorgularken, sergideki diğer eserlerle birlikte pek çok hikâyeye davet ediyor.

İstanbul Modern’in kuruluşunun 10. yılı kapsamında açtığı bu yeni sergide, Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu gibi komşu coğrafyalardan günümüz sanatına dair 17 ülkeden 35 sanatçının eserleri var. Küratörlüğünü Çelenk Bafra ve Paolo Colombo’nun üstlendiği sergi, günümüz sanatında dillerle, anlatılarla, sözlü gelenekle ve halk tiyatrosuyla ilişki kuran ve bu formları kullanan eserlere odaklanıyor. Hikâye anlatımı ve yolculuk şemsiyesi altında, göçmenlik, göçebelik, gezginlik, dil, çeviri ve kültürel aktarım sanatçıların ele aldığı konular arasında. Sergide Furat al Jamil, Mounira Al Solh, Maja Bajevic, Eteri Chkadua, Ana Cigon, Rena Effendi, Mona Hatoum, Lamia Joreige, Hayv Kahraman, Hatice Karadağ, Sevdalina Kochevska, Pavlos Nikolakopoulos, Michail Pirgelis, Younès Rahmoun, Yehudit Sasportas, Wael Shawky, Slavs and Tatars, Živadinov, Zupancic Turšic gibi sanatçıların yanı sıra, Türkiye’den Abdülcanbaz (Turhan Selçuk), Nezaket Ekici, Cevdet Erek, Gül Ilgaz, Aslı Sungu, Fahrettin Örenli, Burcu Yağcıoğlu, Nasra Şimmes, Hatice Karadağ ve Nil Yalter gibi isimler var.

Bölgenin zengin sanat anlayışı

Paolo Colombo, Komşular sergisi için, “‘Komşu’ sanatçıların yetenek, imgelem ve kudretlerini yansıtan onca ilginç yapıt arasında seçim yapmak zorlu bir süreçti, olası küratöryel tereddütlerimizin müsebbibi, bölgenin zengin sanat dünyasıdır.” diyor. Çelenk Bafra ise serginin komşu bölgelerin sanatından bir seçki olmaktan ziyade içinde bulunduğumuz coğrafyadaki kültürel komşulukları anlama çabasına işaret ettiğini söylüyor. İstanbul Modern’in 10 yıllık geçmişiyle, bölgenin önde gelen modern sanat müzelerinden biri olabileceğini kanıtladığını söyleyen İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ise “İstanbul Modern, hem tarihsel bir miras olarak bu coğrafyanın dönüşümünde aktif bir rol üstleniyor hem de sınırlar ve kimlikler arasında ortak bağlam ve ilişkilerin aracısı olmaya çalışıyor.” diyor.

Fransız yazar Michel del Castillo, Türkçeye Gitar olarak çevrilen kitabında “Sanatçı gözleri açıkken düş görür ve bu düşleri biçimlendirir. Hiçbir şeyi uydurmaz. İnsanda zaten var olan tutkuları ve kusurları, özlemleri ve pişmanlıkları betimler.” der. Edebiyattan çokça beslenen sergideki sanatçıların nasıl bir dünyaya dikkat kesildiklerini, nasıl düşler kurduklarını kolayca okumak mümkün. Bu düşler geldikleri coğrafyayı ve onun zenginliğini de ele veriyor. Atinalı Pavlos Nikolakopoulos’un Dante’nin Malebolge’sinden ilham aldığı sergideki 270 çizimden oluşan “Üstüngörü” adlı eseri; Şamlı Adib Fattal’ın naif bir ressamı ele veren kâğıt üzerine minyatürü andıran renkli çizimleri; Bakülü Rena Effendi’nin günümüzde hâlâ kendini muhafaza edebilen hayat tarzlarını anlattığı fotoğrafları; Beyrutlu Mounira Al Solh’un dört ekranda izlenebilen Arapça 19 atasözü ve deyişini birebir canlandırdığı videosu; Bağdatlı Hayv Kahraman’ın ahşap üzerine yağlıboyalarındaki figürler dikkat edilecek eserler arasında.

Sergideki 13 sanatçının çalışmalarının yer aldığı “Tekrarlar mısın?” adlı programla, ana serginin bir bölümü olarak kurgulanan ve çeşitli sanatçıların eserlerinin olduğu özel bir video odası da yer alıyor. Bir maniniz yoksa, 8 Mayıs’a kadar İstanbul Modern’deki komşu ülkelerden gelen eserleri görebilirsiniz.

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi
11/1/2014


Yorumlar