Okurlar, hemcinsi yazarları okuyor


Nobelli yazar Mario Vargas Llosa, geçtiğimiz yıllarda edebiyatın giderek daha çok kadın işi olduğunu dile getirmişti. Kitabevlerinde, konferanslarda ve beşeri bilimlerde kadın sayısının daha fazla olduğu tespitinde bulunan yazar, bu sözlerini şöyle açıklamıştı: “Orta sınıftan kadınlar, erkekler kadar çalışmadıkları için daha çok kitap okuyorlar. Ayrıca kadınların çoğu, düşlemlere ve düşlere zaman ayırmayı, erkeklerden daha kolay haklı görebilir. Kadınlarla erkekleri katı sınıflamalara ayıran, kadının ve erkeğin birbirinden farklı erdem ve kusurları olduğu görüşünden yola çıkan açıklamalardan hiçbir zaman hoşlanmamışımdır; ne var ki, edebiyat okurlarının sayısının her geçen gün azaldığı ve kalan okurlar arasında da kadınların ağır bastığı açıktır.” Llosa’nın sözlerinde haksız olduğunu söylemek yanlış olur. Fakat dünyanın en çok ilgi gören online kitap eleştiri sitesi Goodreads’in araştırmasına göre, yazar seçimine gelince, kadınlar tıpkı erkekler gibi kendi cinsinden yazarları okuyor.

Kadın yazarları okuma yılı

Online kitap satış devi Amazon’un geçtiğimiz yıl satın aldığı siteye üye olan 40 bin kişinin bilgilerinden yola çıkılarak hazırlanan rapor, 20 bin erkek, 20 bin kadın üyenin bilgilerinin analiz edilmesiyle oluşturulmuş. Rakamlara göre erkekler tarafından en çok okunan 50 kitabın 45’ini erkek yazarlar, 5’ini ise kadın yazarlar; kadınlar tarafından en çok okunan 50 kitabın 45’ini kadın, 5’ini ise erkek yazarlar oluşturuyor. En çok okunan ilk elli kitabın % 90’ı erkek yazarlar tarafından kaleme alınmış eserlerden oluşurken, Robert Galbraith takma adıyla yazan J.K. Rowling’in kitabının erkek yazar kategorisinde değerlendirildiğini söyleyelim. İngiliz yazar Joanna Walsh’ın sosyal medyada ve basında çokça ilgi gören 2014’ü “kadın yazarları okuma yılı” hareketine karşın bu rakamların verdiği bilgiler okurun yayın dünyasında kadın-erkek ayrımının hâlâ bir sınır olarak kaldığını göstermekte. Okurların bu cinsiyet tercihini açıklamak çok da kolay değil, fakat sitenin yayımladığı araştırmanın ardından pek çok okur, okuduğu yazarlar listesinde baskın olan cinsiyeti yeniden gözden geçirdiğini ve her iki cinsten yazarı okumaya gayret edeceğini dile getirmiş. Sitenin Türkiye’den de hatırı sayılır ve gittikçe artan üye rakamı var.

2014’te erkekler tarafından en çok okunan kadın yazarlar ise City of Heavenly Fire (Cassandra Clare); We Were Liars (E. Lockhart); Cress (Marissa Meyer); The Storied Life of AJ Fikry (Gabrielle Zevin) ve Four (Veronica Roth); kadınlar tarafından en çok okunan erkek yazarlar ise Hollow City (Ransom Riggs); The Silkworm (Galbraith); The Blood of Olympus (Rick Riordan); All the Light We Cannot See (Anthony Doerr) ve Mr Mercedes (Stephen King). Bu arada hatırlatalım, 2010’dan bu yana kadının edebiyat eleştirisindeki yerini ‘rakamlarla’ tespit eden Amerika merkezli Vida adlı kuruluşun geçtiğimiz yılki verileri erkek egemen bir edebiyat eleştirisinin varlığına yeniden dikkat çekmişti.

Çocuk kitaplarında cinsiyet ayrımına hayır!

Bir başka cinsiyet tartışması da çocuk kitaplarında yaşanıyor. İngiltere’de geçtiğimiz aylarda kitapların üzerindeki “kız” veya “erkek” çocuklarına uygundur ibaresinin kaldırılması için bir kampanya başlatılmıştı. Ülkenin önemli çocuk yayıncılarından Ladybird Books da bu kampanyaya dahil olduğunu duyurdu. Parragon, Chad Valley, Dorling Kindersley ve Miles Kelly gibi yayıncıların destek verdiği Let Books Be Books adlı kampanya, cinsiyet ayrımcılığı yapan “kızlar için hikâyeler”, “erkekler için hikâyeler” türünden başlıkları içeren yayın politikasından vazgeçilmesine odaklanıyor. Çocuk kitaplarındaki kız ve erkek ayrımı yapan pembe ve mavi kapakları taşıyan anlayışın da değişmesi gerektiğini savunan kampanya, bu türden sınırların çocukların algısını olumsuz yönde etkilediği kanaatinde, zira çocukların kendi seçimlerinde özgür bırakılması gerekiyor.

Musa İğrek
Zaman Gazetesi
4 Aralık 2014



Yorumlar