İslam âlimlerinin icatları saraylı oluyor

Halife Me'mun'un haritası, Sufi'nin gökküresi, Takiyüddin'in su pompası, dünyanın ilk tankı, Cezeri'nin mekanik aletleri... Müslüman alimlerin bilim dünyasına armağan ettiği, ancak tarihin tozlu sayfaları arasında unutulan yüzlerce keşif, nihayet Osmanlı'nın idare merkezi Topkapı Sarayı'nda kalıcı bir mekanda bir araya geliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında oluşturulan işbirliği çerçevesinde, Sur-ı Sultanî içerisinde bulunan 'Has Ahırlar', İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi olarak düzenleniyor. Müzenin teşhir ve tanzim çalışmalarını Frankfurt Üniversitesi Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Fuat Sezgin gerçekleştirecek.

Prof. Sezgin, 'bilimler tarihi' alanında dünyanın sayılı isimlerinden. 1981'den beri kuruculuğunu yaptığı Frankfurt Goethe Üniversitesi Arap-İslam Bilimi Tarihi Enstitüsü'nde çalışıyor. Sezgin'in, elyazması eserlerde bularak yeniden imal ettirdiği 800 adet 'unutulmuş' alet ve makine de aynı enstitüde yer alan müzede sergileniyor. Bu eserler iki yıl önce 'İslam İcatları Sergisi' adı altında Topkapı Sarayı'nda görücüye çıkmış, yoğun ilgiyle karşılaşmıştı. Geçtiğimiz günlerde, söz konusu eserlerin Topkapı Sarayı'nda kalıcı olarak ağırlanması için bir karar alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında oluşturulan işbirliği çerçevesinde, Topkapı Sarayı Has Ahırları'nın, 'İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi' olarak düzenlenmesi kararlaştırıldı. Restorasyonu yapılmış olan ve belediyeye tahsisli bulunan bina, kullanım hakkı müze olarak işlevlendirilmek üzere bakanlığa devredilecek. Topkapı Sarayı'nda kurulacak İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi', Frankfurt'taki enstitüde bulunan eserlerden ikinci bir nüsha oluşturularak açılacak.

Enstitüdeki aletler arasında Halife Me'mun'un ünlü dünya haritasının yer aldığı dünya küresi, Sufi'nin gökküresi, Osmanlı âlimi Takiyüddin'in su pompası ve saatleri, 1029 yılında Toledo'da yapılmış usturlab, 1048'de yapılmış mekanik güneş ve ay takvimi, ilk pusulalar, en gelişmiş güneş saatleri, çağının en gelişmiş askerî topları, ilk tüfekler ve 14. yüzyılda yapılmış dünyanın ilk tankı gibi astronomi, coğrafya, deniz bilimleri, saat teknolojisi, geometri, optik, tababet, kimya, maden, fizik, savaş teknolojisi ve mimari dallarında eser ve aletler yer alıyor. Bu eserler, İslam dünyasının bilimdeki seviyesini görmek açısından çok önemli. Zira Müslümanların doğa bilimleri, matematik, astronomi, fizik, kimya, coğrafya, jeoloji alanlarındaki hizmetlerini neredeyse kimse bilmiyor. Oysa Müslümanlar dünya sahnesine çıktıkları ilk on yıldan itibaren diğer medeniyetlerde görülmedik bir hızla bilimsel gelişmelere katkıda bulunmuş. Birçok modern bilim, bugün bilinenin aksine yüz-iki yüzyıl öncesine değil, 9 ile 16. yüzyıllarda yaşamış İslam bilginlerine dayanıyor. Kurulacak müze, gizli kalan bir medeniyeti günümüz insanının gündemine taşıması açısından büyük önem taşıyor.

İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'nde sergilenecek eserler, geçtiğimiz aylarda Rahmi Koç Müzesi'nde sergilenen Da Vinci'nin projelerini akla getiriyor. Sergide, Da Vinci'nin 1478-1513 yılları arasında tasarladığı projelerin, konularında uzmanlaşmış tarihçi ve mühendisler tarafından inşa edilen 40 replikası yer alıyordu. Leonardo da Vinci'nin çizdiği aletler ve matematik hesapları bugün bile 'inanılmaz' bulunuyor. Bu aletlerin bazılarının benzerleri daha önce Müslüman bilim adamları tarafından kaleme alınmış Arapça eserlerde yer alıyor. Bu tasarımların İslam bilginlerine ait olduğu tespit edilirse belki Da Vinci'nin çok tartışılan 'sır'ları da ortaya çıkar.
Prof. Dr. Fuat Sezgin'in önemli desteğiyle kurulacak müzenin açılışı, 2007 yılının mayıs ya da haziran ayında gerçekleşecek. Sezgin'in müze dışında bir sosyal bilimler kütüphanesi kurma düşüncesi de var.

Musa İğrek, İstanbul

Yorumlar