"Sergiyi görmek için sinemaya neden gideyim?" sorusunun cevabı, özellikle büyük rağbet gören sergilere bilet bulamayanlar veya serginin olduğu mekana yolunu düşüremeyenler için çok da zor değil. Sergiyi görme imkanı olanlar ise ayrıca sanat eleştirmenlerince yapılan yorumlara, tarihsel bilgilere ve sergiyi gezerken kolayca elde edilemeyecek bilgilere ulaşma imkanı buluyor. Britanya'nın önde gelen belgesel film yönetmenlerinden Phil Grabsky'nin öncülüğünde gerçekleşen bu projeye, Britanya'daki pek çok müze dahil olmuş durumda. Fakat, klasik müze ziyaretçisinin böyle bir tecrübeye biraz mesafeli durduğunu söylemek gerek. Müzeler açısından ise daha geniş izleyiciye ulaşmak için önemli bir araç olan sinemada sergi etkinlikleri, sanatı daha erişilebilir kılıyor.
Amerika ve Avrupa'daki kimi sergilerin giriş ücretlerini göz önüne aldığımızda sinemaya giden sanatsever müzeye oranla daha az para ödüyor. Adım atmanın epey zorlaştığı popüler sergileri düşündüğümüzde ise oturduğunuz koltuktan bir belgesel film izlercesine sergiyi görmek cazip görünüyor. Londra'daki bir sanatseverin New York'ta açılan bir sergiyi görmek gibi bir fırsatının azlığını düşünürsek bu türden yeni araçlar sanat dünyası için önem taşıyor. Dünyanın öbür ucundaki bir tiyatro oyununu veya bir operayı sinemada canlı izleme imkânı sunan dijital etkinlikler, kendi izleyici kitlesini çoktan oluşturmuş durumda. Hatta kimi performanslar, gösterimdeki filmlerden daha çok gişe yapabiliyor. (Bilgi ve dünyadaki sinema salonları için: www.exhibitiononscreen.com)
Yorumlar
Yorum Gönder