Editörden notunuz var!

Bir kitabın arka kapağında size hitaben bir metin veya kitapçı rafında editöründen, çevirmeninden , tasarımcısından bir not görürseniz-şaşırmayın. Kitaptan sıcak haberler veren bu notlar, onu neden almanız gerektiği konusunda çeşitli öneriler sunuyor. Günümüz yayın dünyasının okuru bilgilendiren bu 'iyi niyetli' pazarlama stratejisi, görenlerin ve okuyanların yüzünde sıcak bir tebessüm bırakıyor.

İtalyan yayıncı Aldo Manuzio, 1500'lü yıllarda yayınladığı kitapların ön sayfalarına bir 'Okura mektup' ekler ve bu kitapların neden satın alınması ve niye okunması gerektiğini yazarmış. Artık yayıncılar ve kitap editörleri de okurun eline aldığı kitabı tanıtıcı minik notlar, eseri neden alması gerektiği gibi çeşitli öneriler sunuyor. Bu, kimi zaman kitap rafında sarı kağıda yazılmış bir not oluyor, kimi zaman da kitabın arka kapağında editörün imzasıyla yer alıyor.

Kitap dünyasına hızlı bir iniş yapan Helikopter Yayınları'nın genel yayın yönetmeni Levent Yılmaz, kitapların arkasına kendi imzasıyla okurlara bu türden öneriler sunarken kendi alamet-i farikalarını göstermişti. Yapı Kredi Yayınları'na şu sıralar yolu düşenler de kitapların üzerine kondurulmuş 'editörden not' diye bir kağıtla karşılaşıyor. El yazısı bu notlar; kitabın hazırlanmasına emek vermiş editörler, çevirmenler, tasarımcılar ya da kitabı okuyup çok beğenen bir çalışan tarafından yazılabiliyor. Kitaptan sıcak haberler veren metinler, arka kapaktaki açıklamalara ek olarak okuru bilgilendiriyor. Günümüz yayın dünyasının okuru içine çeken bu iyi niyetli pazarlama stratejisi, görenlerin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakmıyor değil.

Kitapların arka kapağına adını koyarak birinci tekil şahısla yazı yazan tek kişi olduğunu söyleyen (bildiği kadarıyla) Levent Yılmaz, "Memlekette görmediğim gibi, Fransa'da ya da ABD'de de görmedim. Hepsi anonim yazılardır ya da ünlü birtakım adamlardan laflar. Benim bunu yaparken iki niyetim vardı: Birincisi 1500'lü yılların Venedikli yayıncısı Aldo Manuzio'ya bir selam vermek. İkincisi de Helikopter tamamen benim sevdiğim ve paylaşmak istediğim kitapları yayınlayacak, o yüzden, samimi olmasını ve niyetimin küçük bir parçasını yansıtmasını istiyordum bu yazıların." diyor.

Yapı Kredi yetkilileri, bu uygulamanın okurların çok hoşuna gittiğini söylüyor. Notlar okurlar tarafından birer ikişer alınıp kaybolsa da onlar her seferinde büyük bir keyifle yenilerini yazıyor. Yayınevinin editörlerinden Dürrin Tunç bakın ne diyor: "Yazar ve çevirmenin aksine editörün okurla dolaylı bir iletişimi var. Bu notlarla okurla daha yakın, 'muzip' bir bağ kurmak istedik. Yazdıklarımın kişisel olmasına dikkat ediyorum. Çünkü editör, sonuçta hazırladığı kitabı çok iyi bilen bir okur. Bu anlamda bir okur gözüyle yazıyorum notları. Yazdıklarımı, okura bir göz kırpma olarak niteleyebilirim." Bu notların, editörden okura bir sesleniş olduğunu söyleyen Murat Yalçın ise, "Yazdıklarım kişisel görüş ve değerlendirmelerimden oluşuyor. Kitabın sevdiğim yönlerini öne çıkarıyorum. Bir anlamda yayınevinin bu kitabı niçin yayımladığını okurla paylaşıyorum." diyor. Gerçek şu ki; yayınevi kitabın satılmasını ister. Bunu gerçekleştirmek için de pek çok yöntemin eşiğinde dolanıp duracaktır. Yayınevinin okura ulaşması gün geçtikçe halden hale bürünecektir.

Musa İğrek, İstanbul
Zaman Gazetesi
12/05/2009

Yorumlar