Müzelerin yeni merakı: 3D



Teknolojiyle birlikte müzelerin de rolleri değişti. Yakın zamanda, geleneksel müzelerin bu kırılmaya karşı direnme gücü daha da azalacak. Savunma, otomotiv, sağlık, moda ve tasarım olmak üzere pek çok sahada parça ve model üretmek amacıyla kullanılan 3D (üç boyutlu) teknolojisini artık sanat kurumları da kullanıyor. Müzelerin ‘evde sanat eseri üretmek' fikriyle sanatseverleri çekmek istediği üç boyutlu modeller büyük ilgi görürken, koleksiyonlarını tarayarak online erişime açan kurumlar da çoğalıyor.

1986'da Charles Hull tarafından geliştirilen 3D yazıcı teknolojisi sayısız şekil, doku ve model üretmeyi kolaylaştırıyor. Müzeler koleksiyonlarını erişime açmak için bu teknolojiyi etkili bir araç olarak görüyor. Dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Londra'daki British Museum, geçtiğimiz yıl başlattığı bir projeyle, koleksiyonundan derlediği 3D formatındaki pek çok eseri Sketchfab (www.sketchfab.com) üzerinden paylaştı. Üç boyutlu pek çok modelin ücretsiz erişime açıldığı Sketchfab'da Amerika, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden de müzeler var. Koleksiyonlarını paylaşan müzeler, sanatseverlerin bunları kendi 3D yazıcılarından basmasına imkan veriyor. Londra'daki The Science Museum ve Brüksel'deki Bozar da 3D teknolojisiyle üretilmiş günlük hayattan birçok objeye yer verirken, müzelerin geleceği olarak görülen bu yeniliğe dikkat çeken sergiler açıyor.

Konservasyon kolaylaşacak
3D teknolojisiyle yeni projeler üretmeyi amaçlayan müzeler, geleneksel müze anlayışından sıyrılarak, bu mekanlarda pek de yer alamayan güncel sanatçılara da kapı açmış durumda. Sanatçı ve müze arasındaki bu ilişki her iki taraf da fayda sağlıyor. Koleksiyonlarını açan müzeler sanatçılara büyük bir hazine sunarken, bu etkileşim müzeye yeni ziyaretçiler kazandırıyor. 3D teknolojisine artan ilgi, müzelerin kendi koleksiyonlarında saklı olan pek çok eserin de gün yüzüne çıkmasına imkan tanıyor. Müzeler bu alana daha çok yatırım yapıyor, zira 3D teknolojisi müzelerin eğitim ve konservasyon alanlarında da işini kolaylaştıracak bir alan sunuyor.

Engelsiz sanat için 3D teknolojisi
3D teknolojisi sadece müzelerle sınırlı değil. Helsinkili tasarımcı Marc Dillon'un öncülüğünde başlayan “Görülmemiş Sanat” (The Unseen Art) adlı proje kapsamında sanat tarihinin klasik eserleri 3D olarak üretiyor. “3D teknolojisi sanat galerilerinden nefret eden görme engelliler için bir devrim olacak, çünkü galerilerde dokunabilecekleri bir şey yok.” diyen Dillon'un bu çabası ilgi görüyor. Leonardo da Vinci'nin ‘Mona Lisa' tablosunu 3D olarak üreten ekip, dünyanın dört bir yanından sanatçılardan ve sanat kurumlarından destek bekliyor. Proje ekibi, bu alana meraklı olanların 3D formatında eserlerini yayımlayabilecekleri ve dileyenlerin de ücretsiz olarak erişebileceği online bir site kurmayı hedefliyor. Sitenin kurulması için gerekli olan 30 bin doların toplanması için bir kampanya başlatan Dillon, bu ayın sonuna kadar parayı sağlamayı amaçlıyor.

Müzelerin arşivinden ve online sitelerden paylaşılan 3D modelleri yazıcılardan çıkarmak, meraklısı için biraz külfetli olabilir. Yazıcının fiyatının yanı sıra üretim için kullanılan malzeme düşünülünce sevdiğiniz bir eserin reprodüksiyonunu müzenin mağazasından almak şimdilik daha ucuza gelebilir. Fakat, 3D yazıcılara artan bu ilgi sayesinde cihazların daha da erişilebilir olacağını tahmin etmek zor değil.

Yorumlar